Hafta içinde maça olan ilgiden ötürü kulüpler nezdindeki görüşmeler sonuçsuz
kaldı. Diğer taraftan hep gruplar hem de Ankara içindeki ve civar illerdeki
taraftarlar bireysel olarak maça ilgi göstereceklerini belirttiler.
Ankarspor ise kendi sahasında rakip duruma düşmemek için ekstra bilet
vermedi. Ayrıca yerde ayırmadı. Ancak stat dışında saatler öncesinden gelen
Samsunspor taraftarımız kale arkasında bulunan girişin önüne yığıldı. Uzun
bekleyişler sonunda taraftalar alınsa da yine dışarıda kalan taraftarlarımız
oldu. Onlarda ısrarlarının sonucunu aldı ve geçte olsa içeri girmeyi
başardılar.
Ankarspor taraftarları da maça taraftarlarımızın girişlerini engellemek için
maraton yerindeki tüm biletleri kendileri alıp maçın hemen öncesi grup liderleri
bizatihi dağıttı. Amaç Samsunspor taraftarlarının içeride yoğunluk
yapmaması.
Bunlar maç öncesiydi. Maç esnasında yaptığı tezahürat ile gönüllere giren
Samsunspor bu maçtada hem başlarken hemde maç esnasında takımına önemli ölçüde
destek verdi. Diğer taraftan 55. Dakika şovda görülmeye değerdi. Takımını bu
denli seven ve onun yanında olan taraftar takımına da nasıl zarar verir diye
düşünüyor insan!
Maç sonu ise emniyet mensuplarında yanlış ve haksız tutumları
taraftarlarımızı kışkırttı. Sahada futbolcuların kavgasını protesto eden
taraftara hiç gereği yokken bir anda sıkılan biber gazı gerginliği daha da
artırdı. Hatta ben ve birkaç kişi taraftarları kulübümüze gelebilecek zararı
anlatmaya çalıştık. Ancak buna rağmen özellikle bir kısım taraftarımızı sahaya
koltuk fırlatarak hiçte hoş olmayan görüntüye sebebiyet verdi.
Sesimizi duyanlar sağduyulu davrandı. Ancak yaşını başını almış birinin
oğluma saldırmasıyla tam kelimesiyle can pazarı yaşadık. Yaşanan arbededen zar
zor kendimizi kurtarmasını bilsek de biber gazından da nasibimizi aldık. Bir
gence hem de sadece müsaade isterken bir yaşlı adam hem de laftan anlamayan
etrafındaki kendini bilmezlerle bunu neden yapar anlamak mümkün değil.
Ancak şunu söyleyebilirim; emniyet yetkilileri en ufak bir hadisede bu denli
yoğun biber gazını kullanmasını halen anlamış değilim. Maç öncesi kapılar
açılmasını beklerken gençten bir polisimizi bir anda biber tabancasını bizlere
doğrultunca kendisini uyardım. O da anlayışla davrandı. Ancak maç sonrası bu
denli davranışlarını anlamış değilim. Sadece yuhalama ve tezahürat varken
bunların yapılması hiç hoş değil. Kaldı ki birçok kişi olumsuz etkilenerek
fenalık geçirdi.
Böylesi maceralı geçen bir maçtan sonra yorum yapmak hakikaten zor geliyor.
Maçın ilk 20 dakikasını cep telefonumdaki uygulamadan baktım. Son derece iki
takımda tutuk başladı. Olaylarla başladı. Futbolcuların üzerindeki stres
kendinden belli oluyordu.
Umar ile ilk yarıda kısmen yaklaştığımız bir gol pozisyonu vardı. İkinci
yarıda da neredeyse kaleye şutumuz yoktu. Pozisyon üretmekte zorlandığımız bir
maçtı. İki takımda maçı kaybetmemek için defans bloğunu oldukça sağlam
tutmuştu.
Ekigho ve Adiloviç’in tutuklukları bu maçta da devam etti. Diğer taraftan
kalecimiz Furkan’a alkışları yollamaya devam ediyoruz. İkinci yarı özellikle
rakip takım baskıyı artırdığı dakikalarda kritik çıkışlar ve kurtarışlar yaparak
kalesini gole kapatmayı sürdürdü.
Bu maçta orta alanımız ve forvet hattımız daha canlı ve hareketli olsaydı
inanın galip gelebilirdik. Ancak böylesi önemli defanstan uzun süren namağlup
serisini devam ettirerek dönmemiz sevindiricidir. Belki ilk iki için gerekli
avantajı sağlayamasak da Manisaspor’un mağlup olduğu bir haftada puan farkını
7’ye çıkararak önemli bir play-off avantajımız oluştu. Kalan 7 haftada özellikle
iç sahada ki tüm maçları almamız ve deplasmanda ne azından alınacak 5 puan bizim
için önemli şekilde kendini gösterecektir.
Futbolcularımızı mücadelelerinden dolayı kutluyorum. Sessizliği bozan
taraftarımızı da sağduyulu olmaya davet ediyorum. Bir maç keyfini heba etmenin
kimseye zehir etmenin anlamı yok!
KAYNAK HABEREXEN